28 Ağustos 2013 Çarşamba

Değişir İnsan.


Bir kere hayatın kazığını yedikten sonra insan,
Bir daha inanmaz sevgiye.
Hayaller kurmaz.
Kendini kimseye bağlamak istemez.
Bağlanmaktan korkar çünkü.
Acı çekmekten korkar.
Sevmekten korkar.
Yüz üstü bırakılmaktan korkar.

İnsan bir kere hayatın kazığını yedikten sonra,
Eski benliğinden kopar.
Sahiplenmek istemez,
Gideceğini biliyordur çünkü.
Her şeye rağmen deseler bile,
Yarı yolda bırakılacağını biliyordur.

İnsan bir kere hayatın kazığını yedikten sonra değişir.
Eskisi gibi kalmaz.
Hayatındaki her şeyi değiştirir.
Susar hep.
Konuşamaz çünkü.
Anlatamaz içindekileri.
Kimsenin onu anlamadığını düşünür.

İnsan bir kere hayatın kazığını yedikten sonra,
Her şeye olan inancını kaybeder.
Hayat onu öyle bir hale sokar ki,
O bile inanamaz.

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Hatalar...

Sahip olduklarımızın değerini bilmiyoruz çoğu zaman ya da çok fazla değer veririz. Bütün hatamız sevdiğimizi belli etmektir ya da belli etmemek... Ya susmaktır ya da konuşmak... Ya ağlamaktır ya da gülmek... Hatalarımız, bizi biz yapan en önemli etkenlerdir, bilmeyiz. Her şeyin bir hayrı  vardır, görmeyiz. Tek dileğimiz istediğimiz her şeyin bir anda gerçekleşmesidir. Hatalarımızdan biri ise bütün hatalarımızı tek bir hatada toplamaktır. Her hata farklı bir nedene bağlıdır. Ve her hatanın sonucu farklıdır. Hata yapmamanın püf noktası ise hatalarımızdan ders almaktır.

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Boşluk...


İnsanlar bazen içlerinde bir boşluk hissederler. Derin, doldurulamayacak kadar büyük ve alabildiğine geniş… O boşluğu doldurmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Hatta ellerinden gelenin fazlasını yaparlar. Susarlar bazen. Ama sustukça büyür. Konuşurlar, konuştukça da büyür. O boşluk hep büyür. Ta ki biri gelip onu doldurana kadar… O kocaman ve dayanılmaz derecede acı veren boşluk bir anda kapanıverir, kimse ne olduğunu fark etmeden. Fakat gelip o boşluğu dolduran kişi de giderse, daha büyük bir boşluk oluşur bu sefer içinde. Daha karmaşık. Daha derin. Daha çok acı verici. Daha çok yaralar bu boşluk. Ve başka biri doldurana kadar da kapanmaz.

15 Ağustos 2013 Perşembe

Zaman


Her zaman mutlu olmaz insanlar,
Her zaman üzgün olmadıkları gibi.
Hayat değişkendir çünkü.
Her gün değişir.
Her saat değişir.
Her dakika değişir.
Her saniye değişir.
Zaman geçer,
Hayatla birlikte değişir herkes.
Kimi zaman susar,
Kimi zaman konuşmaktan bıkmaz insan.
Gün geçtikçe yaşlanır,
Yavaş yavaş olgunlaşır.
Değişir insanlar zamanla birlikte.
Duyguları değişir.
Ve en önemlisi;
Hislerini açıklamamayı öğrenir.

Seviyorum


Bana bakmanı seviyorum.
Bana gülümsemeni,
Her gördüğünde el sallamanı,
Benimle konuşmanı…

Geceleri hayallerimde olmanı seviyorum.
Yanımdaymışsın gibi seninle konuşmayı,
Sana derdimi anlatmayı,
Seninle birlikte susmayı…

Sanırım ben seni seviyorum.
Sen bunu bilmesen bile,
Ben seni,
Ve seninle ilgili olan her şeyi seviyorum.

Kim?


Kim istedi ki büyümeyi,
Daima çocuk kalmak varken.
Kim söyledi hayallerin olmayacağını,
Hayal dünyasında kaybolmak varken.

Kim istedi susmayı,
Konuşup derdini anlatmak varken.
Kim istedi ki acı çekmeyi,
Küçücük şeylerle mutlu olmak varken.

Çocukluk


En masum aşklar,
Çocukluk aşklarıydı belki de.
Çünkü en masum hisler,
Çocukluk hisleriydi.

Çünkü çocukken masumduk.
Söylenen her şeye inanırdık.
Kandırmazdı bizi kimse.
Severdi, överdi…

Çocukken her şey güzeldi.
Bir kapıldık mı hayal âlemine,
Kimse bizi rahatsız edemezdi.
Arkamızdan türlü oyunlar dönmezdi.

Üzmezdi kimse bizi,
Kıyamazlardı.
Bir şey varmış gibi büyüdük,
Büyürken de küçüldük.

Hayallerimiz küçüldü mesela.
Sevgilerimiz, saygılarımız,
Umutlarımız, hislerimiz…
Hayatlarımız küçüldü, biz büyüdük.

Bazen..


Herkes kendi düşüncesini savunur, kimsenin ne düşündüğünü umursamadan. Bazen düşünmeden konuşur, bazen ise çok fazla düşüncesi olmasına rağmen susmakla yetinir. Bazen anlatamaz düşündüklerini, bazen ise kimse anlamaz veya anlamak istemez. Bazen düşündüklerinin yanlış olmasından korkar ve açıklamak istemez insanlar.  Bazen ise doğruluğundan son derece emin olduğu bir düşüncenin yanlış olduğunu anladığında sadece susar. Bazı insanlar susar, bazı insanlar ise çok fazla konuşur. Çok fazla konuşan insanların çoğu, çoğu zaman düşünce kirliliğine neden olur, çünkü ortaya attıkları düşünceler sadece geçiştirici çözümlerdir. Bazen ise genelde susan insanlardan en beklenmedik anlarda öyle akıllıca düşünceler çıkar ki ortaya, şaşırıp kalır herkes. Bu yüzden düşüncelerini açıklamaktan korkma. Fakat saçma bir şeyse düşündüğün de, düşünce kirliliğine sebep olmamak için sadece sus.

Aşk...


Öyle bir çelişkidir ki aşk,
Yaşarken öldürür seni.
Severken nefret ettirir,
Gülerken ağlatır.

Öyle büyük bir yanılgıdır ki aşk,
Gözünü kör eder.
Sevdiğini sanarken,
Bir gram bile sevmediğini anlamaktır.

Öyle bir şeydir ki aşk,
Seni hem sevindirir,
Hem de üzer.
Şaşkına çevirir ve gider.