Nasıl sevmiştin derlerse,deniz gibi diyeceğim. Çünkü gel-gitli bir aşktı bizimkisi. O bir geldi, bir gitti. Benim ona olan sevgim de bazen dalgalar gibi çılgınca oldu. Bazen de durgun sular gibi sessizce ve derinden. Fakat hiç bitmedi. Denizde de su hiç bitmez ya, aynı öyle işte. Denizdeki dalgaların kayalara vurması gibi, ona kötü bir çift söz söyleyenleri sevgimle dövdüm. Kimse kötü konuşamazdı onun hakkında, o benim ömrümdü. Denizi deniz yapan nasıl içindeki su ise, beni de ben yapan, ona karşı içimde olan sevgimdi. O ise bir geldi, bir gitti. Deniz gibiydi işte tıpkı. Gel-gitli ve günü gününe uymayan bir deniz...
14 Kasım 2013 Perşembe
Hissiz Oldum
Sağır oldum ben,
Seni sevmiyorum, bitti dediğinden beri,
Dilsiz oldum,
Gitme dediğimden beri.
Kör oldum,
Gittiğini gördüğümden beri.
Topal oldum ben,
Arkandan koşturduğumdan beri.
Hissiz oldum,
Sevdiğini sandığım fakat yanıldığımı anladığım günden beri.
Pişman oldum ben,
Sana dön diye yalvardığımdan beri.
Seni sevmiyorum, bitti dediğinden beri,
Dilsiz oldum,
Gitme dediğimden beri.
Kör oldum,
Gittiğini gördüğümden beri.
Topal oldum ben,
Arkandan koşturduğumdan beri.
Hissiz oldum,
Sevdiğini sandığım fakat yanıldığımı anladığım günden beri.
Pişman oldum ben,
Sana dön diye yalvardığımdan beri.
Beni Sev Bak, Seni Nasıl Severim.
Mutluluğun resmini çizemem.
Sevgiyi yazıyla anlatamam.
Özgürlüğe değer biçemem.
Acıyı tarif edemem.
Ama ben;
Her şeye rağmen sevebilirim.
Çok kolay mutlu olabilirim.
Sevgiyi anlatamasam da yazarım.
Özgür kalmayı isterim.
Acıyı ne kadar olsursa olsun yaşarım.,
Sevilmenin anlamını da bilirim.
Beni sev bak,
Seni nasıl severim.
Koca Bir Yalanmış Aşk
Koca bir yalanmış aşk.
Sevmek günahmış.
Mutluluğun formülü,
Duygusuzca yaşamakmış.
Merak etmek saçmaymış.
Özlemek yanmakmış,
Kor gibi yanmak...
Hayat bir oyunmus,
Kader düzenbazmış.
Koca bir yalanmış aşk,
Sevmek günahmış.
Mutluluk ise çocuklukta kalmış.
Sevmek günahmış.
Mutluluğun formülü,
Duygusuzca yaşamakmış.
Merak etmek saçmaymış.
Özlemek yanmakmış,
Kor gibi yanmak...
Hayat bir oyunmus,
Kader düzenbazmış.
Koca bir yalanmış aşk,
Sevmek günahmış.
Mutluluk ise çocuklukta kalmış.
Merhaba Sevdiğim...
Merhaba sevdiğim;
Yine önümde kağıdım,
Elimde bitmeyen kalemim,
Sana yazıyorum.
Sen bilmiyorsun,
Ben yazdıkça yazıyorum.
Seni böyle anlatıyorum,
Seni böyle yaşıyorum.
Kavuşamayacak da olsak,
Dokunamayacak olsam da sana,
Kalbimdesin.
Orada bakıyorum sana.
İçimdesin sen,
Canımın içisin,
Sevgimsin sen,
Sevdiğimsin.
Benim değilsin,
Ellerinsin.
Senin değilim,
Başkasının hiç değil.
Elimde kalem,
Önümde kağıt,
Gözümün önünde hayalinle,
Yazıyorum yine sana.
Yine önümde kağıdım,
Elimde bitmeyen kalemim,
Sana yazıyorum.
Sen bilmiyorsun,
Ben yazdıkça yazıyorum.
Seni böyle anlatıyorum,
Seni böyle yaşıyorum.
Kavuşamayacak da olsak,
Dokunamayacak olsam da sana,
Kalbimdesin.
Orada bakıyorum sana.
İçimdesin sen,
Canımın içisin,
Sevgimsin sen,
Sevdiğimsin.
Benim değilsin,
Ellerinsin.
Senin değilim,
Başkasının hiç değil.
Elimde kalem,
Önümde kağıt,
Gözümün önünde hayalinle,
Yazıyorum yine sana.
Daha Az Acıtıyor.
-Onu çok seviyorum. Kendimden çok. Yaşamaktan çok. Onu gördüğümde içimde çok güzel şeyler oluyor. Onun bende yarattığı o duyguyu da çok seviyorum. Varlığı yetiyor iyi hissetmem için. Ama dönmem geri, dönemem.
+Madem bu kadar çok seviyorsun, neden ona geri dönmüyorsun? Her gece ağlamaktan bıkmadın mı? Dönersen geri, ağlamayacaksın artık. Onu her gördüğünde kalbinin acıması daha mı güzel? Böylesi daha mı güzel?
-Hayır, böyle her şey berbat. Ama geri dönersem her şey daha da berbat olacak. Çünkü eğer ben geri dönersem, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yanan bir mumu düşün, mum yandıkça erir, yok olur değil mi? Tekrar eski şeklini alabilir mi peki, onca uğraşa rağmen? Zamanı geri alabilir misin? Yaşadıklarını, sana yaşattıklarını unutabilir misin? Belki, geri dönersem her şey daha güzel olabilir, evet. Ama geri dönersem biliyorum ki eninde sonunda yine biteceğiz. Unutacağız birbirimizi sonra. Yan yana geçerken yüzlerimize bile bakamayacağız belki. Geri dönersem her şey daha kolay olur, ama belki bir süre için. Sonrası daha karmakarışık, daha yıpratıcı olur. O yüzden dönmüyorum. Hani hep onu anlatıyorum ya herkese, sanki her anlatışımda onun yanında oluyorum. Bu bana yetiyor, biliyor musun? En azından daha az acıtıyor.
+Madem bu kadar çok seviyorsun, neden ona geri dönmüyorsun? Her gece ağlamaktan bıkmadın mı? Dönersen geri, ağlamayacaksın artık. Onu her gördüğünde kalbinin acıması daha mı güzel? Böylesi daha mı güzel?
-Hayır, böyle her şey berbat. Ama geri dönersem her şey daha da berbat olacak. Çünkü eğer ben geri dönersem, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yanan bir mumu düşün, mum yandıkça erir, yok olur değil mi? Tekrar eski şeklini alabilir mi peki, onca uğraşa rağmen? Zamanı geri alabilir misin? Yaşadıklarını, sana yaşattıklarını unutabilir misin? Belki, geri dönersem her şey daha güzel olabilir, evet. Ama geri dönersem biliyorum ki eninde sonunda yine biteceğiz. Unutacağız birbirimizi sonra. Yan yana geçerken yüzlerimize bile bakamayacağız belki. Geri dönersem her şey daha kolay olur, ama belki bir süre için. Sonrası daha karmakarışık, daha yıpratıcı olur. O yüzden dönmüyorum. Hani hep onu anlatıyorum ya herkese, sanki her anlatışımda onun yanında oluyorum. Bu bana yetiyor, biliyor musun? En azından daha az acıtıyor.
Aşka İnat Mutlu Olmak...
Yağmura inat,
Dalga olmak istedi denizde.
Fırtınaya inat,
Yaprak olmak istedi.
Sessizliğe inat,
Çığlık olmak istedi.
Yalanlara inat,
Bir çift tatlı söz olmak istedi insanların dilinde.
Biliyor musun?
Aslında o sadece,
Hayata inat aşık olmak,
Aşka inat mutlu olmak istedi.
Dalga olmak istedi denizde.
Fırtınaya inat,
Yaprak olmak istedi.
Sessizliğe inat,
Çığlık olmak istedi.
Yalanlara inat,
Bir çift tatlı söz olmak istedi insanların dilinde.
Biliyor musun?
Aslında o sadece,
Hayata inat aşık olmak,
Aşka inat mutlu olmak istedi.
Nasılsın Sevdiğim?
Nasılsın sevdiğim?
Sevip de sevilmediğim.
Beni sorarsan iyi değilim,
Çünkü sen yoksun yanımda olman gerektiği halde.
Çünkü gelmiyorsun.
Çünkü sevmiyorsun beni.
Çünkü özlemiyorsun.
Sen bana neler yaptın böyle?
Ben eskisi gibi değilim,
Olamıyorum da...
Neden diye sorarsan söyleyeyim;
Sen girdin hayatıma,
Her şeyi mahvettin.
Bir dünyam vardı küçücük,
Mutluydum her şeye rağmen.
Hayatıma girdin,
Önce düşüncelerimi, hayallerimi çaldın,
Sonra kalbimi.
Şimdi de hayatımı çalıyorsun.
Ağlatıyorsun gecelerce.
Süründürüyorsun,
Acı çektiriyorsun.
Anlatmama gerek yok aslında bunları sana.
Nasılsın soruma bile cevap vermeyeceğini biliyorum,
Nasıl olduğumu sormayacağını biliyorum.
Hayatıma girdin,
Hayatımı alıp gittin.
Artık ne olacağını bilmiyorum,
Naıl olacağımı bilmiyorum.
Sevip de sevilmediğim.
Beni sorarsan iyi değilim,
Çünkü sen yoksun yanımda olman gerektiği halde.
Çünkü gelmiyorsun.
Çünkü sevmiyorsun beni.
Çünkü özlemiyorsun.
Sen bana neler yaptın böyle?
Ben eskisi gibi değilim,
Olamıyorum da...
Neden diye sorarsan söyleyeyim;
Sen girdin hayatıma,
Her şeyi mahvettin.
Bir dünyam vardı küçücük,
Mutluydum her şeye rağmen.
Hayatıma girdin,
Önce düşüncelerimi, hayallerimi çaldın,
Sonra kalbimi.
Şimdi de hayatımı çalıyorsun.
Ağlatıyorsun gecelerce.
Süründürüyorsun,
Acı çektiriyorsun.
Anlatmama gerek yok aslında bunları sana.
Nasılsın soruma bile cevap vermeyeceğini biliyorum,
Nasıl olduğumu sormayacağını biliyorum.
Hayatıma girdin,
Hayatımı alıp gittin.
Artık ne olacağını bilmiyorum,
Naıl olacağımı bilmiyorum.
Yapar Mısın?
Bağırsam,
Duyar mısın sesimi?
Haykırsam sensizliğimi bulutlara,
Gelir misin?
Sadece seni sevsem,
Sen de beni sever misin?
Beni hiç bırakma desem,
Ömür boyu tutar mısın ellerimi?
Gözlerimin içine bakar mısın?
''Seni seviyorum'' diye fısıldayıp kulağıma,
''Ömrümün geri kalanı ol.'' der misin?
Hep Aynı Şeyler...
Hep aynı şeyler.
Sahte gülümsemeler,
Yasaklı hayaller,
Biten başlangıçlar...
Sen yine yoksun,
Hiç olmadın ki.
Biz hiç biz olmadık,
İzin vermedin ki.
Ben yine yalnız,
Hep olduğu gibi.
Yine kırgın,
Olmadığın için.
Sahte gülümsemeler,
Yasaklı hayaller,
Biten başlangıçlar...
Sen yine yoksun,
Hiç olmadın ki.
Biz hiç biz olmadık,
İzin vermedin ki.
Ben yine yalnız,
Hep olduğu gibi.
Yine kırgın,
Olmadığın için.
Bugün Günlerden Kara
Bugün günlerden kara,
Saatler bitik.
Yaşamıyorum artık,
Çünkü biz bittik.
Bugün günlerden kara,
Yıldızlar sönük.
Güneş doğmadı bugün,
Ay karanlık.
Bugün günlerden kara,
Yaşamıyor artık insanlar.
Durdu dünya,
Çünkü biz bittik.
Saatler bitik.
Yaşamıyorum artık,
Çünkü biz bittik.
Bugün günlerden kara,
Yıldızlar sönük.
Güneş doğmadı bugün,
Ay karanlık.
Bugün günlerden kara,
Yaşamıyor artık insanlar.
Durdu dünya,
Çünkü biz bittik.
Onu Benim Kadar Seversen...
Onu sevmek,
İmkansızları yaşamak mıdır?
Yoksa onu severek,
Yaşamak imkansız mıdır?
Yıldızları sayabilirsen eğer,
Onu benim kadar sevebilirsin.
1 saat boyunca güneşe bakabilirsen eğer,
Ona benim kadar aşık olabilirsin.
Ve eğer onu benim kadar seversen,
Sonsuz boşlukta her an kaybolabilirsin.
İmkansızları yaşamak mıdır?
Yoksa onu severek,
Yaşamak imkansız mıdır?
Yıldızları sayabilirsen eğer,
Onu benim kadar sevebilirsin.
1 saat boyunca güneşe bakabilirsen eğer,
Ona benim kadar aşık olabilirsin.
Ve eğer onu benim kadar seversen,
Sonsuz boşlukta her an kaybolabilirsin.
13 Kasım 2013 Çarşamba
Yeni Bir Sayfa
Yeni bir sayfa açtım dedim,
Bembeyaz, tertemiz...
Yeni bir başlangıç yapacağım dedim,
Onsuz, sevgisiz...
Onu sevmeyeceğim dedim,
Yapamadım.
Onu özlemeyeceğim dedim,
Başaramadım.
Açtım yeni bir sayfa,
Aldım elime kalemi,
Bir şeyler yazdım önce,
Sonra üstünü çizdim.
Onsuz olmadı hiçbir şey.
Ya da ben beceremedim.
Kağıtlarım onun adını istedi,
Kalemlerim onu yazdı.
Her şeyin ihanetine uğradım anlayacağın,
Kağıtlarımın, kalemlerimin...
En çok ta canımı acıtan şey, senin ihanetin.
Bembeyaz, tertemiz...
Yeni bir başlangıç yapacağım dedim,
Onsuz, sevgisiz...
Onu sevmeyeceğim dedim,
Yapamadım.
Onu özlemeyeceğim dedim,
Başaramadım.
Açtım yeni bir sayfa,
Aldım elime kalemi,
Bir şeyler yazdım önce,
Sonra üstünü çizdim.
Onsuz olmadı hiçbir şey.
Ya da ben beceremedim.
Kağıtlarım onun adını istedi,
Kalemlerim onu yazdı.
Her şeyin ihanetine uğradım anlayacağın,
Kağıtlarımın, kalemlerimin...
En çok ta canımı acıtan şey, senin ihanetin.
Kahve, Yağmur, Kitap, O...
Elinde bir fincan kahve, önünde okuduğu kitapla oturuyordu evinin balkonunda. Camlarla kapattırmıştı balkonunu. Şimdi de yağmur yağıyordu, onu izliyordu bir yandan. Yere düşen damlaların sayısı kadar çok seviyordu onu. Seviyordu da, sevgisini sadece kendisine saklamak zorunda kalıyordu.
Bir yudum aldı kahvesinden. Ve keşke sen de içimi şu bir yudum kahve kadar ısıtabilseydin diye düşündü. Keşke yağmurun sesi kadar huzur verebilseydin içime. Keşke elimdeki kitap kadar ağlatmasaydın beni. Keşke... Keşke... Keşke demekten yorulmuştu artık. Keşkeler yıpratmıştı onu.
Dudaklarında tuzlu bir tat hissetti birden. Yine mi akıyordu dinmek bilmeyen gözyaşları? Ellerini yanaklarına götürdü, sırılsıklamdılar. Hayır, bunlar gözyaşı değildi, bunlar onun çektiği acının göstergesiydi. Herkeste ayrı ayrı gösterirdi ya acı kendini, onda da böyle gösteriyordu işte.
Kendine ne kadar söz verirse versin, ne kadar onun için kendimi üzmeyeceğim derse desin, olmuyordu. Bir yudum daha aldı kahvesinden ve yağmur eşliğinde kitabını okumaya başladı. Başka ne yapabilirdi ki?
Bir yudum aldı kahvesinden. Ve keşke sen de içimi şu bir yudum kahve kadar ısıtabilseydin diye düşündü. Keşke yağmurun sesi kadar huzur verebilseydin içime. Keşke elimdeki kitap kadar ağlatmasaydın beni. Keşke... Keşke... Keşke demekten yorulmuştu artık. Keşkeler yıpratmıştı onu.
Dudaklarında tuzlu bir tat hissetti birden. Yine mi akıyordu dinmek bilmeyen gözyaşları? Ellerini yanaklarına götürdü, sırılsıklamdılar. Hayır, bunlar gözyaşı değildi, bunlar onun çektiği acının göstergesiydi. Herkeste ayrı ayrı gösterirdi ya acı kendini, onda da böyle gösteriyordu işte.
Kendine ne kadar söz verirse versin, ne kadar onun için kendimi üzmeyeceğim derse desin, olmuyordu. Bir yudum daha aldı kahvesinden ve yağmur eşliğinde kitabını okumaya başladı. Başka ne yapabilirdi ki?
Suskun...
Öylece bakakalmıştı ardından...
Gözleri yaşlı, kalbi kırıktı.
Suskundu.
Hoşçakal bile dememişti ya giderken,
Ona bozulmuştu.
Geçen onca zamanın ardından,
Bir hoşçakalı bile çok görmüştü ya,
Ona sıkkındı canı.
Bir kere kapatsa gözlerini,
Süzülecekti gözyaşları yanağından.
Bir kelime söylese,
Korkuyordu bir daha susamayacağından.
Öylece bakıyordu sadece,
Bakıyordu ve susuyordu.
Gözleri yaşlı, kalbi kırıktı.
Suskundu.
Hoşçakal bile dememişti ya giderken,
Ona bozulmuştu.
Geçen onca zamanın ardından,
Bir hoşçakalı bile çok görmüştü ya,
Ona sıkkındı canı.
Bir kere kapatsa gözlerini,
Süzülecekti gözyaşları yanağından.
Bir kelime söylese,
Korkuyordu bir daha susamayacağından.
Öylece bakıyordu sadece,
Bakıyordu ve susuyordu.
Sessiz Çığlık
Sessiz çığlıklarınız vardır,
İçinizde fırtınalar koparan.
İçinize akıttığınız gözyaşlarınız vardır,
Kimsenin haberi olmadan.
Susuşlarınız vardır,
Delice konuşmak isterken.
Sözcükleriniz vardır,
İstemsizce ağzınızdan dökülen.
Bazı insanlar vardır,
Seni herkesleştiren,
Bazı insanlar vardır,
Herkesten farklılaştıran...
İçinizde fırtınalar koparan.
İçinize akıttığınız gözyaşlarınız vardır,
Kimsenin haberi olmadan.
Susuşlarınız vardır,
Delice konuşmak isterken.
Sözcükleriniz vardır,
İstemsizce ağzınızdan dökülen.
Bazı insanlar vardır,
Seni herkesleştiren,
Bazı insanlar vardır,
Herkesten farklılaştıran...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)